Ama bu kendine gelişin iyi mi kötü mü olduğunu bilmiyorum. Öyle yoğun duygular ve ruh halleri yaşadım ki anlatamam. Çok zor bir hayat... Ne yaşadığını bilemeden acıya katlanmak gerçekten zor. Bir şe yler hissediyorsun ama atfedecek bir yer bulamıyorsun. Ama zihin düşünmeden duramıyor. Bir şeylere yormak istiyorsun. Eksik olan bir şey arıyorsun... Gözle görünen bir şey... Beyninin anlayabileceği ve somut olrak elde edebileceğin bir şeyler... Büyük dayatmalar içinde yaşadık... Bize bu hayatta hissedilebilecek en büyük eksikliğin bir kadın tarafından sevilmek olduğu söylendi... Ben de anlayamadığım bu ruh hallerini anlamlandırmaya çalışırken bunlara yordum. Sürekli en olası sevgili ihtimallerini düşündüm. Sevilmeyi hayal ettim. Ama için için biliyordum ki asıl mesele bu değildi. Çünkü bu haleti ruhiye içine girmeden öncesine kadar böyle yoğun bir talep içinde değildim. Ve şimdi bu ruh hali geçtikten sonra da görüyorum ki o kadar yoğun düşünmüyorum. Yaşarken gerçekten zor. Ölesiye acı... Nasıl anlatabilirim ki? Acı içindeyken bu acıyı giederecek bir hayal kuruyorsunuz... Ama bu hayali kurarken bile için için biliyorsunuz ki bu hayal bile o acıyı giederemeyecek. Hayallerimizin ötesinde bir hayatın habercisi... Çok karmaşık bir hayatı çok basit yaşıyoruz. Tüm bu alacalı bulacalı, rengarenk hisleri siyah-beyaza mahkum ediyoruz. İlle de anlamlandırmak istiyoruz.
Her yaşadığım yoğunluktan sonra mutlaka bir rahatlama yaşadım. Şimdi onun arefesindeyim. Kral yine ben olacağım. Çay içmez, yemek yemez, film izlemez, oyun oynamaz olmuştum. Ama yine de yaşamaya devam ettim ve güldüm eğlendim. Gün içinde, hissettiklerimi paylaşacak kimse olmayışının acısını görmezden gelmek için yaptığım şeylerin acısı her gece çıktı. Uyumadım. Ağzımın etrafı uçuk doldu. Yaşarken her ne kadar kendime "bunun çeşitli versiyonlarını yaşadın. İlerde anlayacağını biliyorsun ki, bu hayatta gerçekten varolduğun anlar bu anlar" desem de, acı acıdır. Ve ruhun beyne verdiği ıstıraba beyin ne kadar teselli bulursa bulsun bu acı engellenemez ve azaltılmaz. Çünkü ruh beyinden üstündür. 10/7/2007
Her yaşadığım yoğunluktan sonra mutlaka bir rahatlama yaşadım. Şimdi onun arefesindeyim. Kral yine ben olacağım. Çay içmez, yemek yemez, film izlemez, oyun oynamaz olmuştum. Ama yine de yaşamaya devam ettim ve güldüm eğlendim. Gün içinde, hissettiklerimi paylaşacak kimse olmayışının acısını görmezden gelmek için yaptığım şeylerin acısı her gece çıktı. Uyumadım. Ağzımın etrafı uçuk doldu. Yaşarken her ne kadar kendime "bunun çeşitli versiyonlarını yaşadın. İlerde anlayacağını biliyorsun ki, bu hayatta gerçekten varolduğun anlar bu anlar" desem de, acı acıdır. Ve ruhun beyne verdiği ıstıraba beyin ne kadar teselli bulursa bulsun bu acı engellenemez ve azaltılmaz. Çünkü ruh beyinden üstündür. 10/7/2007
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder