Aklımda kalan anları düşünüyorum da çoğunun çok fazla anlamı yok. Hemen şu an düşündüğümde geçenlerde üzerinde uzandığım kanepede sabahın 5inde hiç bir şey yapmadan tam bir sessizlik içinde uzandığım an aklıma geliyor. Hafif uyuklamıştım elektrikli ısıtıcının altında.Sadece bunu yapmak istemiştim. Tamamen uyumayacak sadece şekerleme yapacaktım. Öyle de yaptım.Çok huzurluydum.
Sonra üniversite zamanlarında yurttan fakülteye yürüdüğüm bir yaz sabahı aklımda...Varolmayı düşündüğüm ve etrafımdakilerin farkına varmaya çalıştığım bir andı. O anda da daha farklı bir şey vardı. Daha çok mutluluk gibiydi.
Sonra yine üniversite zamanlarında 3 gün boyunca içine düştüğüm müthiş boşluk mu denir ne denir bilemediğim hal var. Bir daha hiç öyle bir hal yaşamadım. Müthiş zordu. Bağlamaya çalıştığım sebepler anlamsız veya yetersizdi.
Yine üniversite zamanlarında bir akşam, hasta olduğunu söyleyen ve bir gece yarısı doktora gitmek isteyen 2-3 yaşındaki ufaklık kucağımdayken arabada çalan "Yusufu kaybettim" şarkısı...Hiçbir şeye ve kimseye öyle sarılmadım ben.O his aşk değilse başka ne olabilir bilemiyorum.
Yurt balkonunda arkadaşlarla çay içerken esen rüzgarı da asla unutmam. Gözümü kapattım ve her zaman yaptığım gibi rüzgarın beni alıp götürdüğünü, yavaş yavaş toz olduğumu, sonra da tamamen yokolup rüzgara karıştığımı düşünmeye başladım. İster inanın ister inanmayaın o an ben gerçekten yokoldum. Aynı rüyamda yaşadığım uçma hissini yaşadım.Gerçekten bir an yokoldum.
Sonra işsiz olduğum dönemde babaannemin evinde tek başıma yaşarken bir gece yarısı Tanrı'ya ettiğim isyan geliyor aklıma. Çok uzun bir süre bunun ezikliğini yaşadım. O an da aklımdan hiç silinmeyen bir andır.
Çok fazla şey yok galiba, aklıma başka anlar geliyor ama yukarıda saydıklarım kadar olmadı hiç biri. Bu saydığım anlar sanki benim için bir anlam ve kıyas merkezleri.Yaşadığım ve yaşayacağım bir çok anları bunlarla kıyasladım ve kıyaslayacağım gibi geliyor. 17/12/2008
Sonra üniversite zamanlarında yurttan fakülteye yürüdüğüm bir yaz sabahı aklımda...Varolmayı düşündüğüm ve etrafımdakilerin farkına varmaya çalıştığım bir andı. O anda da daha farklı bir şey vardı. Daha çok mutluluk gibiydi.
Sonra yine üniversite zamanlarında 3 gün boyunca içine düştüğüm müthiş boşluk mu denir ne denir bilemediğim hal var. Bir daha hiç öyle bir hal yaşamadım. Müthiş zordu. Bağlamaya çalıştığım sebepler anlamsız veya yetersizdi.
Yine üniversite zamanlarında bir akşam, hasta olduğunu söyleyen ve bir gece yarısı doktora gitmek isteyen 2-3 yaşındaki ufaklık kucağımdayken arabada çalan "Yusufu kaybettim" şarkısı...Hiçbir şeye ve kimseye öyle sarılmadım ben.O his aşk değilse başka ne olabilir bilemiyorum.
Yurt balkonunda arkadaşlarla çay içerken esen rüzgarı da asla unutmam. Gözümü kapattım ve her zaman yaptığım gibi rüzgarın beni alıp götürdüğünü, yavaş yavaş toz olduğumu, sonra da tamamen yokolup rüzgara karıştığımı düşünmeye başladım. İster inanın ister inanmayaın o an ben gerçekten yokoldum. Aynı rüyamda yaşadığım uçma hissini yaşadım.Gerçekten bir an yokoldum.
Sonra işsiz olduğum dönemde babaannemin evinde tek başıma yaşarken bir gece yarısı Tanrı'ya ettiğim isyan geliyor aklıma. Çok uzun bir süre bunun ezikliğini yaşadım. O an da aklımdan hiç silinmeyen bir andır.
Çok fazla şey yok galiba, aklıma başka anlar geliyor ama yukarıda saydıklarım kadar olmadı hiç biri. Bu saydığım anlar sanki benim için bir anlam ve kıyas merkezleri.Yaşadığım ve yaşayacağım bir çok anları bunlarla kıyasladım ve kıyaslayacağım gibi geliyor. 17/12/2008
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder