10 Eylül 2010 Cuma

Varoluşuma râm olurum

Yaşadığım hayatı düşünüyorum. Yapayalnız yaşadığım hayatımı... Birileri tarafından anlaşılmayı değer verilmeyi istemeyi bırakalı ne kadar oldu bilmiyorum. Bir şeyleri başarmaya çabalamayı bırakalı ne kadar oldu bilmiyorum. Bir yap boz var önümde ve ben şekilleri büyük resim içindeki yerlerini düşünmeden gelişi güzel koyuyorum sanki. Boşluğu dolduruyorum sadece. Ortaya çıkacak büyük resmi merak bile etmiyorum. Sonsuz parçadaki yap bozun bir parçası olarak neden varolduğumu merak ediyorum sadece. Yapbozdan çıkartılsaydım resim anlamını yitirir miydi? Ne saçma bir soru...Rüzgarı neden çok seviyorum biliyor musunuz? Rüzgarla birlikte bu bedenimin yok olacağını rüzgar olacağımı hayal ediyorum. Sene 1997... İnternet alemiyle ilk tanıştığımda kullandığım nickti "Wind" yani rüzgar. Eskiden nerede olduğumu şimdi nereye geldiğimi de düşünmüyorum. Eskiden salak salak "ben kimim?", "kim olacağım" , "misyonu ve görevim ne olacak" diye düşünür dururdum. Hala da aklıma gelir bunlar.Kendime bir anlam atfederim bir başkasının bana bu anlamı atfetmiş olacağı hayalini kurarken. Ne kadar da anlamsız. Bunu düşünürken bunun anlamsızlığını biliyorum. Bu da geçecek zaten. Bunu da düşünmeyeceğim artık. "Ben kimim" sorusu benim enerjimi bitirmiyor artık. Büyük şeyler beklemekten vazgeçmedim ama bunun gerçekleşmeyeceği fikrini de kendimce kabullendim. Bunda hiç bir sorun yok. Şu an hissettiklerim açıklanamaz. Paylaşılamaz. Bu nasıl bir güzelliktir böyle. Kelimeler yok oluyor kendimi bıraktığımda. Sebep yok oluyor. Sonuç yok oluyor.Sessizce başımı öne eğiyorum. Bu varoluşa râm oluyorum. 6/10/2008

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yoruldum ve sıkıldım

Ben bu hayata dair yıllarca okudum, düşündüm, yazdım. Düşüncelerim, çıkarımlarım muhteşem ya da tartışmaz en doğru falan değildi. Sadece...