IMDB
| » The Reaping (2007) | |
 | Genre: Horror,Thriller Tagline: Thousands of years ago there was a series of bizarre occurrences that many believed to have been the Ten Biblical Plagues. No one thought they could happen again. Until now. User Rating: 5.3/10  (2,424 votes)Runtime: USA:96 min Cast (first 5): Hilary Swank, David Morrissey, Idris Elba, AnnaSophia Robb, Stephen Rea IMDB: http://imdb.com/title/tt0444682/ |
Filmden az önce çıktım. Çok fazla şey beklemeden gittim filme. Stigmata tarzında bir film bekliyordum ki neredeyse aynısı ile karşılaştım.Bu filmi sinema yerine evde TVde izlesem reklam arasında Zap yaparken filme geri dönmeyi unutabilirdim. 
Filmde beni düşündüren şey insanların Tanrıya inanma biçimleriydi. Bir rahibe iyi bir şeyler yapmaya çabalarken ailesini kaybettiği için Tanrıya inanmaktan vazgeçiyor ve daha da öteye giderek sürekli olarak "mucizeleri" bilimsel olarak açıklayarak çürütmeyi vazife ediniyor.Aslında bu bir küstahlık. Sanki iyi şeyler yapınca Allah'a bir şeyler veriyor insanlar. Ne yapıyorsa insanoğlu kendisine yapıyor. İnanma eylemi Allah'ı değil insanı değerli ve anlamlı kılar. Filmdeki kadın "Allah için" iyi bir şey yaparken karşılığında kötü bir sonuçla karşılaştığını düşünüyor. Bir şekilde Tanrı-kul ilişkisini iki insanın insan ilişkisi gibi ele alıyor. Necip Fazıl bir ölçüden bahsetmişti bu konuda. "Edep iyi olan şeyleri Tanrı'dan, kötü olan şeyleri ise kendinden bilmektir" şeklinde... Ama yaşanan inanç şekli bunun tam tersi. İnsanlar yaşadıkları güzellikleri kendilerinden kötülükleri ise Tanrı'dan biliyorlar. Bunun kimse farkında olmasa da, kabul etmese de, bir şekilde Kaderi ve Tanrı'yı günah keçisi gibi görüyorlar. Ne ironi ama... Tanrıyı günah keçisi yapmak
Spoiler Doug ve kasabalı aslında kendi içlerinde tutarlılardı. Kendilerince "Tanrı büze kötülük ediyor o halde ona inanmayı bırakalım" demişler.Bir şeyin kendi içinde tutarlı olması doğru ve haklı olduğunu göstermez. ;) Şeytan da kendi içinde tutarlıdır mesela. Hz. Adem'e secde etmesi emredildiğinde bunu red etmiş olmasına rağmen Allah'ı Tanrı olarak görmekten vazgeçmeyerek "İstiyorsan sana secde ederim ama O'na etmem" demiştir. ( Hallac-ı Mansurun Tavasin kitabı çok ilginç bir kitaptır bu bağlamda ) Ne diyorum ben yahu. Millet beni Satanist ilan edip taşlayacak biraz daha konuşursam.
İnsanlık tarihi boyunca yaşanan felaketlerin ve acıların kaynağı Tanrı değildir bence. İnsanoğlu kötülük yapa yapa kendisini mahkum ettiği karanlık ve acı hayat karşısında tek çare tüm her şeyin yıkılması ve yeniden inşa edilmesiydi. Ben buna inanıyorum. Bu da zaten bir inanç konusu...
Filmde oyunculuk, kurgu, senaryo anlamında söylenecek pek bir şey yok. Bir TV filmi ölçüsü ile değerlendirilebilir ancak. Bu anlamda da vasatın altında bir şey yoktu. Sadece seçilen küçük kız çocuğu daha ürkütücü seçilebilirdi diye düşünüyorum. Fazla üstünde durulmamış gibiydi sanki kıyafet ve makyaj anlamında da. Halbuki bu tür filmlerde bu krakterlerin ne kadar önemli ve filmin akılda kalıcı olmasında ne kadar etkin olduğunu Halka filminden biliyoruz.
Filme 5/10 veriyorum. 29/4/2007
Filmde beni düşündüren şey insanların Tanrıya inanma biçimleriydi. Bir rahibe iyi bir şeyler yapmaya çabalarken ailesini kaybettiği için Tanrıya inanmaktan vazgeçiyor ve daha da öteye giderek sürekli olarak "mucizeleri" bilimsel olarak açıklayarak çürütmeyi vazife ediniyor.Aslında bu bir küstahlık. Sanki iyi şeyler yapınca Allah'a bir şeyler veriyor insanlar. Ne yapıyorsa insanoğlu kendisine yapıyor. İnanma eylemi Allah'ı değil insanı değerli ve anlamlı kılar. Filmdeki kadın "Allah için" iyi bir şey yaparken karşılığında kötü bir sonuçla karşılaştığını düşünüyor. Bir şekilde Tanrı-kul ilişkisini iki insanın insan ilişkisi gibi ele alıyor. Necip Fazıl bir ölçüden bahsetmişti bu konuda. "Edep iyi olan şeyleri Tanrı'dan, kötü olan şeyleri ise kendinden bilmektir" şeklinde... Ama yaşanan inanç şekli bunun tam tersi. İnsanlar yaşadıkları güzellikleri kendilerinden kötülükleri ise Tanrı'dan biliyorlar. Bunun kimse farkında olmasa da, kabul etmese de, bir şekilde Kaderi ve Tanrı'yı günah keçisi gibi görüyorlar. Ne ironi ama... Tanrıyı günah keçisi yapmak
Spoiler Doug ve kasabalı aslında kendi içlerinde tutarlılardı. Kendilerince "Tanrı büze kötülük ediyor o halde ona inanmayı bırakalım" demişler.Bir şeyin kendi içinde tutarlı olması doğru ve haklı olduğunu göstermez. ;) Şeytan da kendi içinde tutarlıdır mesela. Hz. Adem'e secde etmesi emredildiğinde bunu red etmiş olmasına rağmen Allah'ı Tanrı olarak görmekten vazgeçmeyerek "İstiyorsan sana secde ederim ama O'na etmem" demiştir. ( Hallac-ı Mansurun Tavasin kitabı çok ilginç bir kitaptır bu bağlamda ) Ne diyorum ben yahu. Millet beni Satanist ilan edip taşlayacak biraz daha konuşursam. İnsanlık tarihi boyunca yaşanan felaketlerin ve acıların kaynağı Tanrı değildir bence. İnsanoğlu kötülük yapa yapa kendisini mahkum ettiği karanlık ve acı hayat karşısında tek çare tüm her şeyin yıkılması ve yeniden inşa edilmesiydi. Ben buna inanıyorum. Bu da zaten bir inanç konusu...
Filmde oyunculuk, kurgu, senaryo anlamında söylenecek pek bir şey yok. Bir TV filmi ölçüsü ile değerlendirilebilir ancak. Bu anlamda da vasatın altında bir şey yoktu. Sadece seçilen küçük kız çocuğu daha ürkütücü seçilebilirdi diye düşünüyorum. Fazla üstünde durulmamış gibiydi sanki kıyafet ve makyaj anlamında da. Halbuki bu tür filmlerde bu krakterlerin ne kadar önemli ve filmin akılda kalıcı olmasında ne kadar etkin olduğunu Halka filminden biliyoruz.
Filme 5/10 veriyorum. 29/4/2007
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder