Çok fazla düşünce var son zamanlarda kafamda. Herhangi bir şeyle ilgilenmediğim anda beynime doluşuyorlar. Kendimi bildim bileli bu böyleydi aslında. Sadece zaman zaman azalıyor kayboluyor sonra böyle şiddetli şekilde geri dönüyordu. Hayata ve insanlara dair cümleler dolanıyor kafamda. Tahliller, varsayımlar ve neden böyle sorularına cevaplar. Çok daha huzurlu uyuyorum böyle zamanlarda. Müthiş zor oluyor sabahları uyanması. Bırakamıyorum o huzuru.
Başıma gelen 'kötü' şeylerin sebebi olarak bir şeyleri yanlış yapmış olma ya da daha güzel şeyler için hazırlık olması gibi anlamsız saptamalardan vazgeçirmeye çalışıyorum kendimi. Hayat bir şekilde benim kontrolüm dışında yaşanıyor. Bana yansıyan tarafını 'demek böyle olması gerekiyordu' veya 'şöyle yaptığın, düşündüğün için böyle oldu' gibi hiçbir yere varmayan hiçbir amaca hizmet etmeyen yorumlarla anlamlandırmak istemiyorum. Sadece böyle yaşanıyor. Olan sadece oluyor.
Bunun kadercilikle veya hayatının sorumluğunun almaktan kaçınmakla ilgisi falan yok. Mesele yaşam tercihlerini yaparken hangi güdünün seni yönlendirdiği ve ortaya çıkan sonucu senin nasıl değerlendirdiğin. Kendini nasıl tanımladığın.
Az önce izlediğim Sense8'de müthiş bir cümle geçti bununla ilgili. "Seçimi yapan bizler miyiz yoksa yaptığımız seçimler mi bizi biz yapıyor?" Bence bir şekilde seçimi yapıyoruz. Her yaptığımız seçim bizi biz yapıyor. Farklı şartlarda farklı ortamlarda farklı insanlarla farklı hayat tercihleri ortaya koyuyoruz. Geçmişe baktığımızda yaptıklarımız yapmadıklarımız düşündüklerimiz hissettiklerimiz şu an kedimizi nasıl değerlendirdiğimizin kriterleri oluyor.
Mesela yalnız kalmak benim için bir kader mi yoksa bir tercih mi? Bir önemi yok. Geriye dönüp baktığımda veya şu an ne istediğimi kendime sorduğumda şu an ortaya çıkan yalnızlık sonucu beni rahatsız etmiyor. Bunu değiştirmek için bir istek duymuyorum. Daha iyisi daha farklısı olabilir miydi diye sormuyorum bile artık.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder