Kimbilir belki de hayatı doğru yaşama yolu budur. Hissetmekten ve düşünmekten korkarak yaşamak... Eğer böyle düşünürsem veya böyle hissedersem karşılığında şöyle olur demeden yaşamak. Yani yaratıcıyla satranç oynamadan, kadere kulp takmadan yaşamak... Beni anlamsız mı kılar böyle yaşamak?
Annem kalp rahatsızlığı geçirdi ve tam 1 ay yoğun bakımda kaldı. O süre içinde onu kaybetme ihtimali beni öyle hale soktu ki, ne düşünebildim ne de korku ve hüznün dışında bir şey hissedebildim. İnanç sahibi bir insan olarak düşündüklerimin veya hissettiklerimin ilahi anlamda nasıl yankı bulacağını aklıma getirmekten korktum. Her zaman yaptığım gibi en kötüsünü düşünüp kabullenemedim. Anlamsızlaştım ve kayboldum.
Annemin ciğerlerinde ödem oluşup nefessiz kaldığı halde solunum cihazını çıkarmaya çalışarak "ben iyiyim korkma ha" dediği anı her düşündüğümde salya sümük ağlamaktan başka hiç bir şey yapamadım. "Neden Allahım?" diyemedim.
Korkuyorum düşünmekten ve hissetmekten. Olumlu olumsuz karşılığını bulur etkim olur diye korkuyorum. Kolum ve kanadım kırık koşulsuz bir teslimiyet içindeyim.
Korkuyorum düşünmekten ve hissetmekten. Olumlu olumsuz karşılığını bulur etkim olur diye korkuyorum. Kolum ve kanadım kırık koşulsuz bir teslimiyet içindeyim.